21 Mart 2014 Cuma
Estee Lauder Daywear BB Krem SPF 35
Merhaba sevgili okurlar, fondötenlerin, özellikle nemlendirici ve güneş korumalı fondötenlerin tahtını sallayan BB kremler için öncelikle uzakdoğulu bilim adamlarına, sonralıkla onları tüm dünyaya ve türlü cilt tiplerine/renklerine adapte edip daha da ulaşılabilir hale getiren dünyaca ünlü markalara fazlasıyla minnettarız. Ben de BB kremlerin sadık kullanıcılarından oldum uzun zaman. Daha sonra cildimi düzelttikçe çok daha az örtücü kremlere ihtiyaç duymaya başlayınca BB kremlerimin yerini hafif kapatan renkli nemlendiriciler aldı. Cildimin değişim hikayesini Clarisonic Mia başlığından okuyabilirsiniz. Estee Lauder'ın Daywear BB kremi kullandığım en son ve en iyi BB krem. Estee Lauder'a da hakkını vermek lazım, şimdiye kadar bu markanın deneyip de hayal kırıklığına uğradığım çok az ürünü oldu. Kullandığım en iyi nude ruj ve en iyi gözenek daraltıcı serum da yine Estee Lauder'a ait. İleriki yazılarımda onlardan da bahsedeceğim. Maalesef ülkemizdeki korkunç kozmetik vergilerinden dolayı Estee Lauder oldukça pahalı bir marka olarak sayılıyor. Ben bu markadan aldığım her ürünü yurt dışından aldım, fakat gözümü kırpmadan parası neyse verip Türkiye'den de alacağım ürünleri de var. Bu BB krem de onlardan biri. Tabii BB krem hiç denememiş olanlar için ayrıca uyarılarım var. Öncelikle cilde sürülen her kozmetik ürününde olduğu gibi BB kremler için de cilt tipinizi ve ihtiyacınızı bilmek çok önemli. Kuru cildi olup yağlı ciltler için ürün kullanan arkadaşlar tabii ki en iyi ürün de olsa verim alamayacaklardır. Bir de kapatıcılık sorunu var ki, o da başlı başına ürün seçme sebebi. Gündüzden geceye bile değişebilen bir ihtiyaç kapatıcılık ihtiyacı, dolayısıyla önce üründen ne istediğimizi iyi bilmemiz şart. Daldan dala atlıyorum ama ilk BB kremim Garnier'di benim, sanırım Türkiye'de ilk satışa sunulan BB krem olmalı. O zamanlar oldukça yağlı ve yoğun kapatıcılığa ihtiyacı olan bir cildim olduğu için hiç memnun kalmamıştım, cildim ürünü 2 saat sonra kusmaya başlıyordu, sürekli yağ emici mendillerle geziyordum. Daha sonra Garnier'in yağlı ciltlere uygun BB kremi çıkınca hemen ona geçtim, o daha iyiydi ama bu sefer de cildime uygun ton bulamamıştım ve yüzümde maske gibi duruyordu. Cildimin yağ dengesi düzeldikçe ve kapatıcılık ihtiyacım azaldıkça daha hafif bir krem aramaya başladım ve Estee Lauder'a bir şans verdim. Öncelikle benim beklentimi tamamen karşıladığını söyleyebilirim. Cildimi yağlandırmadı, kapatıcılığı fazla değil, maske gibi durmuyor, oldukça hafif ve etkili bir krem ve kokusu harika. Tabii çok hafif bir krem olduğu için sabah sürdüğüm zamanki görüntüyle akşamki aynı olmuyordu ama benim beklentim bu yöndeydi zaten. Çok ufak bir miktarı yeterli oluyor ve uzun süre giden bir krem. Yalnız piyasadaki pek çok BB kremden çok daha az akışkan, o yüzden fazla bekletmeden hemen yüzünüze dağıtmanız lazım, yoksa sürdüğünüz noktada kalıyor. Bu da sanırım hem kalıcı ve örtücü hem de hafif kremlerin tümünün sahip olduğu bir eksi. Kısaca cildinde çok problem, gözenek vs olmayan ve hem güneşten korunup hem de mükemmel görüntü isteyenlere şiddetle tavsiye edilir. Türkiye'deki fiyatı 109 tl imiş.
19 Mart 2014 Çarşamba
Aussie 3 minute Miracle Reconstructor Saç Bakım Kremi
Selamlar sevgili okurlar, bundan önceki fiyasko saç bakım yağı Kerastase yazısından sonra size mükemmelin de ötesi harikanın da müthişi bir saç bakım ürününden bahsedeceğim. Aussie ürünlerini kullanan var mı bilemiyorum ama yoksa da hemen olmalı. "There's more to life than hair but it's a good place to start" diyor Aussie'ciler, yani hayat saçtan daha fazlası tabii ama saçımız da başlamak için iyi bir yer kısaca. Bilseler ki başlamayı çoktan geçtik, saçımızı bizim için en önemli noktalardan birisi yaptık.. Tabii kendi adıma konuşmalıyım bunun için, çünkü hayatı boyunca kuaföre bir düğününde, bir de saçı uzadıkça kestirmeye giden çok arkadaşım var. Anlamıyorum ki arkadaş, moralleri bozuk olduğunda ne yapıyorlar? :) Kuaförde verimli bir şekilde geçen bir kaç saat sonra ne dert kalıyor, ne tasa valla.. Neyse konuyu dağıtmadan bu mucize saç kremine gelelim. Adından anlaşılacağı üzere 3 dakikada mucize yaratan bir krem bu. Saç kremi gibi sürüp 3 dakika bekletiyoruz, yumuşacık saçların keyfini çıkarıyoruz. Tabii benim saç uçlarım açıcıyla bol bol temas etmiş olduğu için artık saçlıktan çıktılar o yüzden ilk uygulamamda saçımda 20 dakika kadar beklettim. Saçlarım yumuşadı ama beklediğim kadar değildi açıkçası. Esas mucizeyi 3 dakika beklettiğim ikinci uygulamamda gördüm, saçlarımı kurutup çıktım, ne föne ne saç düzleştiriciye gerek kaldı. Tabii ne kadar mucizevi olursa olsun saç kremlerinin/ maskelerinin etkinliği saçınızın yıpranmışlık derecesine göre değişir. Muhtemelen çok çok yıpranmış saçların bu ürünü düzenli kullanması ve yine saçlarını onaran şampuanlarla desteklemeleri gerekecektir. Bunun yanında az boyalı ve yıpranmamış bir saç için de 3 dakika yeterli olabilir. Benim saçlarıma krepeli balyaj yapıldı, kolaylıkla yıpranmış saç kategorisine girer. Bu ürünün kokusuna herkes bayılmış ama ben öyle harika koktuğunu düşünmüyorum. Sıradan, hatta saçı kurutunca pek hissedilmeyen bir kokusu var bence. Ambalajı ise tam bir fenomen. Kapağı yok ve kutuyu sıktığınızda elinize boşalıyor, inanılmaz derecede kullanıcı dostu. Kasede olan maskeleri kullanırken hep zorlanırdım, duşta içlerine su falan kaçardı, bu ambalajın çok akıllıca olduğunu düşünüyorum. Sadece ambalajından dolayı bile alınacak bir ürün diyeyim size. Ben Gratis'ten 16-18 tl civarında bir fiyata aldım. Başka çeşitleri de var, elektriklenmeyi önleyici vs..
9 Mart 2014 Pazar
Clinique Superfine Liner Kaş Kalemi
Güzel bir pazar gününden merhaba sevgili okurlar, bugün size favori kaş kalemimden bahsedeceğim. Ki son 1 yıldır kaş kalemleri, kaş farları, kaş gürleştirici yağlar, kremler onlar bunlar, iyice uzmanlaştığımı söyleyebilirim. Zaten şu kalın kaş modasını kim çıkardıysa, hangi modacı önce defilesinde falan kullandıysa allah evine ateşler salsın emi. Güzelim mankenler bir ido, bir hakkı bulut gibi geziyorlar artık. Umarım mutlusunuzdur kalın kaş dostları. Tabii biz sıradan vatandaşlar da bu furyadan nasibimizi almalıydık. Benim kaşlarımı sorarsanız, esmer olmama rağmen, kaşı gözü yerinde hatunların oldukça bol bulunduğu türkiye ortalamasına göre kesinlikle ince ve seyrek kaşlarım var. Tabii 90larda güzelce yolunmuş kaş modayken hiç zorluk çekmedim. Ama şimdi kaşlarımı susam sokağındaki Büdünün kaşları gibi yapamasam da en azından azıcık uzatmam gerektiğini düşünmeye başladım. Tabii kaş öyle hemen uzamadı, uzayınca da zaten istediğim gibi görünmedi. Bu arada imdadıma kaş kalemleri yetişti tabii. Hemen hemen her makyaj ürününde olduğu gibi rengi ve dokusu bana uygun ürünü bulmam çok uzun sürdü. Kimisi çok açık renkli ve yumuşaktı, kimisi çok açık renkli ve sertti, kimisinin kapağında kaş düzeltme fırçası yoktu, kimisi ucunu açmaya kalkınca direk kırılıyordu. Fakat Clinique'in Superfine Liner'ı neredeyse mükemmele yakın bir ürün. Öncelikle ucu o kadar ince ki kaşınızda isterseniz boş bir noktayı doldurun, isterseniz çizgi çekin, inanılmaz doğal duruyor. Sonralıkla tam ideal yumuşaklıkta, hemen eriyip bitmiyor, çok önemlisi çok kalıcı. Benim gibi sürekli kaşlarına dokunan birisi için çok uygun. Bana soft brown rengi uydu ama renk skalası çoğu markadan geniş. Tabii ben kaşlarımın şeklinden de rahatsız olduğum için kalem tercih ettim, kaş şeklini beğenen ama kaşlarının gür ve koyu gözükmesini isteyen arkadaşlar kaş farı kullanmalı. Bu kalem kaşlarını uzatma evresinde olan arkadaşlara da uygun. Ucu kendiliğinden açıldığı için kalemtraşla uğraşmak istemeyen şahsımı da çok memnun etti. Şimdi yalan yok, Clinique'in çok dandik ürünleri de var ama bu dünya çapında çok iyi yorumlar almış.. Fiyatı internet sitesinde 61 tl olarak gözüküyor, ben Tekin Acar'dan 55 tlye aldım. Bakalım ne kadar süre kullanacağım. Bu arada diğer denediğim kalemleri ve neden beğenmediğimi de ekleyeyim:
Avon: Çok yumuşak, çok hızlı bitti.
Pastel: Renk seçeneği çok az.
Max Factor: Fiyatına göre çok sıradan bir ürün, kalıcılığı az.
Golden Rose: Çok sert ve ucu zor açılıyor.
6 Mart 2014 Perşembe
Kerastase Elixir Ultime Saç Bakım Yağı
Selamlar sevgili okurlar, bugün her orta ve üst sosyo ekonomik seviyeye hitap eden kuaförün ayak basan herkese satmak için yanıp tutuştuğu, iddiası ve fiyatı büyük bir ürünle karşınızdayım. Saç bakımında kendini kanıtlamış sayılabilecek bir marka olan Kerastase'in Elixir ultime saç bakım yağı. Öncelikle gerçekten çok kaliteli bir ürün olduğunu söylemeliyim, tam olarak beslemesi gereken bölgeyi yanı saçları hedef alıyor, ellere kıyafetlere vs asla bulaşmıyor, kirletmiyor. Ayrıca mükemmel kokuyor, benim şimdiye kadar kullandığım en güzel kokan saç ürünü, o kadar iddialı kokusu. Merak edenler için Versace'nin Crystal Noir adlı parfümüne çok benzettim kokusunu. Bunun yanında maalesef elixir ultime fiyatının ve hakkında yapılan reklamın karşılığını veremiyor. Saçlara sürüldüğü anda çok güzel bir his vermesine rağmen kalıcı bir yumuşaklık sağlamıyor, uzun dönemde saçı yapılandırıcı, besleyici hiç bir etkisi yok. Sert ve kuru saçlarım olmamasına rağmen, saçımda bu ürünü kullandıktan sonra neredeyse hiç bir extra yumuşaklık hissetmedim diyebilirim.
Biraz daha ucuz olsaydı alıp deneyin derdim ama bu koşullar altında herhangi bir saç bakım yağının da bununla aynı etkiyi yapacağını biliyorken, kuaförünüzün gazına gelmeyin derim kızlar.
Merak edenler için fiyatı online alımlarda 88-102 tl arası, kuaförlerde 100 tl civarı.
Biraz daha ucuz olsaydı alıp deneyin derdim ama bu koşullar altında herhangi bir saç bakım yağının da bununla aynı etkiyi yapacağını biliyorken, kuaförünüzün gazına gelmeyin derim kızlar.
Merak edenler için fiyatı online alımlarda 88-102 tl arası, kuaförlerde 100 tl civarı.
Clarisonic Mia
Selam sevgili okurlar, uzun bir aradan sonra benim için çok çok önemli bir ürünün incelemesi ile dönüş yapıyorum. Türkiye'de satılmaya yeni başlanan ama satıldığı diğer ülkeleri uzun zamandır kasıp kavuran, oldukça pahalı ama bir o kadar mucizevi yüz temizleme fırçası Clarisonic!! Temelde cilt için üretilmiş bir diş fırçası gibi düşünebilirsiniz, cildi kesinlikle esnetmeden, sonic titreşimler yoluyla temizliyor. Her cilt tipine uygun fırçası var. Öncelikle belirtmek isterim ki Clarisonic hakkında o kadar iyi şeyler yazacağım ki, reklam yaptığımı falan düşünebilirsiniz, Clarisonic firmasıyla hiç bir ilgim yoktur. 3-5 kuruş atsalar fena olmazdı aslında ama :))) şimdilik kendi tarafsız fikirlerimi yazıyorum.
Önce size kıymetlim clarisonicle nasıl tanıştığımı anlatayım. Artık gözeneklerimin uzaydan bile görünür hale geldiği, üzerinde yağlı ciltler için yazısını gördüğüm her ürünü gözümü kırpmadan aldığım, yüzümü bb kremle sıvamadan evden çıkamadığım oldukça karanlık zamanlardı. Bu arada googlea her allahın günü gözenek nasıl küçültülür yazıp arıyorum, tam fraksiyonel lazerle gözenek küçültme amacıyla gidip yüzünü gözünü yakan insanların kötü anılarını okuyordum ki, clarisonicten bahseden bir posta denk geldim. Yazan kız o kadar mucizevi diye bahsediyordu ki, o andan itibaren aramalarda anahtar kelimem clarisonic oldu. Uzun uzun araştırdım çünkü maalesef gözümü kırpmadan alabileceğim kadar ucuz değildi. Tamam çok güzel yorumlar vardı ama alt tarafı bir yüz fırçası, bu kadar da harika olamazdı. Bu kararsızlığım devam ederken tesadüfen bir outlet alışveriş merkezinde işçi bayramı sebebiyle clarisonic mianın 70 dolara düşmüş olduğunu gördüm. Bu sırada amerikadayım, onu da belirteyim. Bundan daha indirimli bulamam diyerek ani bir kararla pembe miamı alıp geldim. İlk şarj olduğu 24 saat bana 3 gün gibi geldi. Ama beklediğime değmişti, cildim gerçekten ilk kullanımda bariz şekilde yumuşak ve berrak hale gelmişti. Tabii yağlı ve kirli, gözenekleri dolu bir cildi düzeltmek o kadar kolay değildi, clarisonicin benim cildimi değiştirmesi yaklaşık 4 ay aldı, şu anda 6. aydayım ve makyajsız dolaşabiliyorum. Başlangıç olarak günde 2 defa kullandım fakat hassas ciltler için olan fırçayı kullandığım halde ve cildim hassas olmadığı halde bunun cildimi tahriş ettiğini fark ettim. Clarisonic çok güçlü bir ürün, dolayısıyla günde 1 kere kullanmak yeterli diye düşünüyorum. Gece yatmadan kullanıyorum, sabah da kullananlar varmış, ben gece kullanıp üzerine alfa hidroksi asit içeren bir serum sürüp yatınca sanki daha etkili oluyormuş gibi hissediyorum. Clarisonicin iyi yanları saymakla bitmez ama yine de deneyeceğim:
1. Öncelikle yağlı, sivilceli, gözenekli, parlayan bir cildiniz varsa ve herhangi bir sağlık sorununuz yoksa, üzerine düzenli makyaj yapan biriyseniz, clarisonic için çok uygun bir adaysınız. Cildinizin muhtemelen derin bir temizliğe ihtiyacı olduğunu düşünün. İlk olumlu yanı yağlanma, parlama, ve gözenek sorununu neredeyse tamamen çözmesi.
2. Bunun yanında derinlemesine temizlenmiş cildinize uygulayacağınız herhangi bir ürünün etkisini de maksimize ediyor. Serum olur, nemlendirici olur, maske olur, azıcık kullanıyorsunuz.
3. Makyajı derinlemesine çıkarıyor, cildimde fondöten kalıntısı kaldı mı derdine son.
4. Cilt lekelerini hafifletiyor. Benim hiç lekem yoktu ama benim de cilt tonumu düzgünleştirdi ve eşitledi.
5. En sevdiğiniz yüz temizleyicinizin bir şişesini yıllarca kullanabilirsiniz, çünkü o kadar az yüz temizleyicisi ile o kadar çok temizlik sağlıyor ki 50 mllik eşantiyon bir estee lauder temizleyiciyi 5 aya yakın kullandım clarisonic ile.
Kötü yanlarına gelirsek;
1. Gerçekten pahalı. Bana kalırsa verdiğim her kuruşu hak ediyor, ama bütçe dostu değil.
2. Fırçaları bir süre sonra kirleniyor ve değiştirilmeleri gerekiyor. Ve evet aynı şekilde fırçaları da pahalı. Ben kendiminkileri haftada bir 2 dk kadar kaynattım ve ömürlerini oldukça uzattım ama yine de eninde sonunda yeni fırça almam gerekti.
3. Eğer cilt sorununuz derinlemesine temizlemekle çözülecek bir şey değilse clarisonice çok umut bağlamayın. Ne kadar başarılı da olsa eninde sonunda mekanik bir temizleyici. İyi bir cilt için iyi beslenmek, bol su içmek ve güneşten uzak durmak şart.
Clarisonicin fırçaları ile ilgili bilgileri, fiyatlarını ve diğer her şeyi internet sitesinde bulabilirsiniz, daha fazla uzatmayacağım yazıyı. Youtubeda yüzlerce video ve review de mevcut kendisiyle ilgili. Türkiye'de sephoralarda var. Yazıyı cildimin önce sonra fotoğrafı ile kapatmak istiyorum. Tam aynı noktayı başlangıç, 1. ay ve 3. ayda çektim. Aynı ışıkta ve tamamen makyajsız fotoğraflar. Son fotoğrafta artık parlama sıfır, gözenekler tamamen temiz. Kısaca en pahalı cilt bakımlarının yapamadığını yapan bir ürün oldu clarisonic benim için. Darısı bütün gözenekli yağlı ciltlilerin başına!.
Önce size kıymetlim clarisonicle nasıl tanıştığımı anlatayım. Artık gözeneklerimin uzaydan bile görünür hale geldiği, üzerinde yağlı ciltler için yazısını gördüğüm her ürünü gözümü kırpmadan aldığım, yüzümü bb kremle sıvamadan evden çıkamadığım oldukça karanlık zamanlardı. Bu arada googlea her allahın günü gözenek nasıl küçültülür yazıp arıyorum, tam fraksiyonel lazerle gözenek küçültme amacıyla gidip yüzünü gözünü yakan insanların kötü anılarını okuyordum ki, clarisonicten bahseden bir posta denk geldim. Yazan kız o kadar mucizevi diye bahsediyordu ki, o andan itibaren aramalarda anahtar kelimem clarisonic oldu. Uzun uzun araştırdım çünkü maalesef gözümü kırpmadan alabileceğim kadar ucuz değildi. Tamam çok güzel yorumlar vardı ama alt tarafı bir yüz fırçası, bu kadar da harika olamazdı. Bu kararsızlığım devam ederken tesadüfen bir outlet alışveriş merkezinde işçi bayramı sebebiyle clarisonic mianın 70 dolara düşmüş olduğunu gördüm. Bu sırada amerikadayım, onu da belirteyim. Bundan daha indirimli bulamam diyerek ani bir kararla pembe miamı alıp geldim. İlk şarj olduğu 24 saat bana 3 gün gibi geldi. Ama beklediğime değmişti, cildim gerçekten ilk kullanımda bariz şekilde yumuşak ve berrak hale gelmişti. Tabii yağlı ve kirli, gözenekleri dolu bir cildi düzeltmek o kadar kolay değildi, clarisonicin benim cildimi değiştirmesi yaklaşık 4 ay aldı, şu anda 6. aydayım ve makyajsız dolaşabiliyorum. Başlangıç olarak günde 2 defa kullandım fakat hassas ciltler için olan fırçayı kullandığım halde ve cildim hassas olmadığı halde bunun cildimi tahriş ettiğini fark ettim. Clarisonic çok güçlü bir ürün, dolayısıyla günde 1 kere kullanmak yeterli diye düşünüyorum. Gece yatmadan kullanıyorum, sabah da kullananlar varmış, ben gece kullanıp üzerine alfa hidroksi asit içeren bir serum sürüp yatınca sanki daha etkili oluyormuş gibi hissediyorum. Clarisonicin iyi yanları saymakla bitmez ama yine de deneyeceğim:
1. Öncelikle yağlı, sivilceli, gözenekli, parlayan bir cildiniz varsa ve herhangi bir sağlık sorununuz yoksa, üzerine düzenli makyaj yapan biriyseniz, clarisonic için çok uygun bir adaysınız. Cildinizin muhtemelen derin bir temizliğe ihtiyacı olduğunu düşünün. İlk olumlu yanı yağlanma, parlama, ve gözenek sorununu neredeyse tamamen çözmesi.
2. Bunun yanında derinlemesine temizlenmiş cildinize uygulayacağınız herhangi bir ürünün etkisini de maksimize ediyor. Serum olur, nemlendirici olur, maske olur, azıcık kullanıyorsunuz.
3. Makyajı derinlemesine çıkarıyor, cildimde fondöten kalıntısı kaldı mı derdine son.
4. Cilt lekelerini hafifletiyor. Benim hiç lekem yoktu ama benim de cilt tonumu düzgünleştirdi ve eşitledi.
5. En sevdiğiniz yüz temizleyicinizin bir şişesini yıllarca kullanabilirsiniz, çünkü o kadar az yüz temizleyicisi ile o kadar çok temizlik sağlıyor ki 50 mllik eşantiyon bir estee lauder temizleyiciyi 5 aya yakın kullandım clarisonic ile.
Kötü yanlarına gelirsek;
1. Gerçekten pahalı. Bana kalırsa verdiğim her kuruşu hak ediyor, ama bütçe dostu değil.
2. Fırçaları bir süre sonra kirleniyor ve değiştirilmeleri gerekiyor. Ve evet aynı şekilde fırçaları da pahalı. Ben kendiminkileri haftada bir 2 dk kadar kaynattım ve ömürlerini oldukça uzattım ama yine de eninde sonunda yeni fırça almam gerekti.
3. Eğer cilt sorununuz derinlemesine temizlemekle çözülecek bir şey değilse clarisonice çok umut bağlamayın. Ne kadar başarılı da olsa eninde sonunda mekanik bir temizleyici. İyi bir cilt için iyi beslenmek, bol su içmek ve güneşten uzak durmak şart.
Clarisonicin fırçaları ile ilgili bilgileri, fiyatlarını ve diğer her şeyi internet sitesinde bulabilirsiniz, daha fazla uzatmayacağım yazıyı. Youtubeda yüzlerce video ve review de mevcut kendisiyle ilgili. Türkiye'de sephoralarda var. Yazıyı cildimin önce sonra fotoğrafı ile kapatmak istiyorum. Tam aynı noktayı başlangıç, 1. ay ve 3. ayda çektim. Aynı ışıkta ve tamamen makyajsız fotoğraflar. Son fotoğrafta artık parlama sıfır, gözenekler tamamen temiz. Kısaca en pahalı cilt bakımlarının yapamadığını yapan bir ürün oldu clarisonic benim için. Darısı bütün gözenekli yağlı ciltlilerin başına!.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)