Selamlar sevgili okurlar, aslında yaz biterken güneş kremi yazısı yazmak biraz ironik oldu ama eminim az sonra okuyacağınız yazı önümüzdeki ilk baharda hak ettiği değeri görecek :)
Solante markasını dermo kozmetik ürünlere yabancıysanız duymamış olabilirsiniz, çok reklamı yapılan bir marka da sayılmaz. Fiyatları genelde sabit seyreden, sadık bir kullanıcı kitlesi olan, fiyatları ortalamanın üzerinde gibi görünse de çok uzun süre kullanılan son derece kaliteli ürünlere sahip. Güneş kremi kullanmanın anlamı ve öneminden uzun uzun bahsedip sizi sıkmayacağım, sadece cildinizi genç tutmak gibi bir kaygınız varsa güneşin en büyük düşmanınız olduğunu bilmelisiniz. Pek çoğunuz gibi ben de güneşlenmeyi ve bronzlaşmayı çok seviyorum ve geçmişte yetersiz güneş kremi kullanmam sebebiyle cildime verdiğim hasarlar bir noktada gözle görülür olmaya başladılar, vee ver elini 50 faktör, 100 faktör. Koyu buğday tenli olduğumu da ekleyeyim, beyaz tenli olsaydım muhtemelen yüzüm lekeden geçilmiyordu şu anda. Fakat yüksek güneş koruma faktörlü kremleri düzenli kullanmak her babayiğidin harcı değildi önceleri. Bir kere aşırı yağlı ve gözenek tıkayıcı formüllere sahipti çoğu, şans eseri kuru cilde sahipseniz de çoğu zaman maske gibi kaskatı kalırlardı cilt üzerinde. Makyaj ürünleri ayarında yüksek faktörlü kremler artık neredeyse mükemmele ulaştılar. Bu ürün de benim denediklerimin en mükemmeli. İddiası akneli ve sivilceli yağlı ciltleri daha da yağlandırmadan gözenekleri tıkamadan olabilecek en yüksek faktörle güneşe karşı korumak, bu arada nemlendirmek ve üzerine de hafif bir renk vermek. Bunların neredeyse tümünü harfiyen gerçekleştiriyor diyebilirim. Yağlandırmama ve cildi mat tutma konusunda plajda kullanılabilecek ürünler arasında rakipsiz olduğunu düşünüyorum. Benim aknem veya sivilcem yok ama akneli ve sivilceli ciltlerin son derece memnun kalabileceği bir dokuya sahip, cildi matlaştıran bir renkli nemlendirici yerine kullanılabilecek kadar yağlı cilt dostu. Tabii matlaştırırken nemlendirmesi inanılmaz bir olay ama evet son derece nemlendirici bir ürün. Güneş koruyuculuğu en üst seviyede, vücudunuza ortalama bir ürün, yüzünüze bunu sürüp güneşlenirseniz, yüzünüz sanki hiç güneşlenmemişsiniz gibi beyaz kalabilir, o derece güçlü bir koruması var. Son olarak renk verme konusunda da fena olmadığını söyleyebilirim. Tabii ki bu kadar fonksiyonel bir üründen bir fondöten kapatıcılığı ve rengi beklemek saçma olur, cildin üzerini renk farklılıklarını eşitleyen hafif bir tabakayla örtüyor diyebilirim, sivilce akne vs asla kapatmıyor, daha çok problemsiz ciltlerin işine yarayacak bir ürün. Plajda asla renkli kozmetik kullanmayan bana kapatıcılığı gayet fazla bile geldi. Belki günlük hayatta üzerine hafif bir tabaka fondötenle kullanılabilir. Kalıcılığının son derece iyi olduğunu söyleyebilirim, ufak bir miktarı sizi uzun saatler güneşten koruyabilir, su geçirmezliği içinse aynı şeyi söyleyemeyeceğim, maalesef ıslandıktan, terledikten vs sonra hemen tazelenmesi gereken bir ürün. Gözenek tıkamayan bu kadar hafif formüllü üzerine renkli bir güneş kremi için o kadar kusuru hoş görüyoruz. Fiyatı 75-80 tl civarında, ben son derece düzenli ve bol kullandığım halde 2 yıldır hala bitiremedim, öyle de bereketli bir ürün.
8 Kasım 2014 Cumartesi
21 Nisan 2014 Pazartesi
Estee Lauder Idealist Pore Minimizing Skin Refinisher
Selam kizlarcim, bugun hakkında çok konuşulan ve kullananların ya çok sevdiği ya nefret ettiği bir üründen bahsedeceğim. Estee Lauder markasının pek çok ürününü kullanmış veya denemiş birisi olarak diyorum ki; bu markanın şakası yok. Yani şu işe yarıyor iddiasıyle çıkardıkları bir cilt bakım ürünü gerçekten o işe yarıyor. Tabii gerek üretildiği ülkede gerek burada oldukça pahalı bir marka ve hayvanları kullanarak bol bol ürün test ettiklerini ve ürün içeriklerinin doğallıktan %100 uzak olduğunu üzülerek eklemek isterim. İnsan hem güzel hem duyarlı olamayacak mı azizim :( Ayrıca bazı dandik ürünleri de var ve inanılmaz pahalı reklamlar sayesinde onları bile çok sattıklarını da ekleyeyim. Bugünkü şanslı ürünümüz gözenekleri daraltma iddiasında olan bir serum. Nemlendirici altına temizleyici ve toniğin üstüne kullanılıyor ve 3 haftada gözeneklerin görünümünü %69 azalttığı iddia ediliyor. Ben de tam tamına 1 haftadır kullanmaktayım ve bence bu 1 haftada benim gözeneklerim en azından %32 küçüldü. (küsuratlı sayı vereyim de kafadan attığım anlaşılmasın ehehe). Kısaca ürünümüz işe yarıyor. İlk bir kaç kullanımda bunun sıradan bir makyaj bazından farksız olduğunu düşünen çok kişi olmuş, yüzlerini yıkadıklarında gözeneklerinin eski haline döndüğünden yakınmışlar. Ben şahsen bir kaç kullanımda gözeneklerimi kalıcı olarak çat diye daraltan bir krem icat edilirse gerekirse evimi arabamı satıp neyse parası verip o kremi alırım. Ama maalesef öyle bir dünya yok arkadaşlar, hem silikon içermesin, hem gözeneğimi 3 kullanımda daraltsın, hem da gözeneklerim eski haline dönmesin diyorsanız maalesef sizi estetik cerrahların uzmanlık alanı olan işlemler kategorisine almalıyız. Kısaca en pahalı ve şahane ürün de olsa, nihayetinde bir serum, yani uzun süre kullanmalı, sabırlı olmalı ve cildimizi oldukça da temiz tutmalıyız. Gözeneklerle savaştaki esas büyük silahım için Clarisonic yazısına bir göz atabilirsiniz. Konuyu dağıtmadan bu serumla ilgili düşüncelerime dönersek; cildi kurutmuyor, yağlandırmıyor, bende herhangi bir sivilceye veya kızarıklığa sebep olmadı ama hassas ciltli arkadaşlar dikkatli kullanmalı, daha önce söylediğim gibi içeriği ağır. Bu serumla beraber herhangi bir makyaj bazına ihtiyacınız yok, cildi tamamen makyaja hazır bir halde bırakıyor. Kokusuz ve çok az bir miktarı bütün yüz için yeterli. Daha ekonomik kullanmak isterseniz sadece T bölgesine de sürebilirsiniz, çok daha uzun süre gider bir şişe bu şekilde. Gözenekleri kendisi doldurarak uzun vadede kir ve makyajın doldurmasını önlüyor ve cilt bakımınızın ömrünü uzatıyor. Bu ürünü yalnızca ama yalnızca cildini düzenli temizleten (sadece yıkayan değil, derin gözenek temizliği de yaptıran), yağlı/karma ama aknesiz ciltler için tavsiye ediyorum. Emin olun mükemmel bir sonuç alacaksınız. Cildiniz hassassa, bol bol makyaj yapıyor ve makyajı temizlemekten başka bir temizleme işlemi yaptırmıyorsanız, cildiniz kuruysa, rosacea ve aşırı kızarıklık sorununuz varsa, silikon içeren ürünlere alerjiniz varsa veya ciddi bir akne sorununuz varsa sakın bu ürünü almayın. Estee Lauder bunları söylemez ama ben söylerim.
18 Nisan 2014 Cuma
Dudak Ürünleri Özel Yazısı
Selam kızlar, bugün lafı hiç uzatmadan en sevdiğim, kullanmalara doyamadığım, gidin gözünüz kapalı satın alın diyebileceğim dudak ürünlerini paylaşacağım. Dudak ürünlerine yıllarca çok yatırım yaptım ve bu yatırımların karşılığını her duruma, her ihtiyaca göre kendimce doğru ürünleri keşfederek aldım. Söylemek isterim ki bu yazacaklarım tamamen benim beklentilerimi karşılayan kişisel favorilerim, blogumun herhangi bir ürünle/firmayla kesinlikle ilgisi yoktur!! İlk ürünümüzle başlıyoruz:
Dudağıma sürdüğüm ürün çok amaçlı olsun eli değmişken dudağımı azıcık büyütsün diyenler: AVON Plump Pout Dudak Dolgunlaştırıcı Dudak Parlatıcısı
Dudak dolgunlaştırıcı parlatıcı kategorisinden favorim ne yazık ki bulması ve alması benim için oldukça meşakkatli olan son derece ucuz ve bir o kadar etkili bir parlatıcı. Dudak dolgunlaştırıcı ürünlere özel bir ilgim yok, işe yaradıklarını pek düşünmüyorum, söylemesi ayıp ihtiyacım olduğunu da düşünmüyorum ehe ehe, ama bu parlatıcının gerek renkleri, gerek dokusu, gerek dudakta bıraktığı his, gerek kalıcılığı, hepsi sınıfı geçiyor. Tabii ki dudak dolgunlaştırma iddiasında olan bir üründen beklendiği üzere ilk sürüldüğünde dudakta hafif yanmaya ve rahatsız edici bir hisse sebep oluyor. Simli değil, sırılsıklam ıslak görüntü de vermiyor tam kararında hafif ıslak çok doğal bir parlaklık veriyor, renklerinin ise hepsi ayrı muhteşem. Maalesef avon kataloglarında bu ürünü uzun zamandır bulamadım, dolayısıyla gittigidiyor.com sitesinden alıyorum bittikçe. Son zamanlarda orda da bulamamaya başladım, avon bunu tekrar satışa sunmazsa halim harap. Elimde şeffaf olan clearly pout rengi kaldı, şimdilik onu idareli kullanıyorum. Sizin de bulmanız zor olabileceği için bu yazıya ekleme konusunda kararsız kaldım ama sonuçta favorim diye koydum.
Dudağıma sürdüğüm ürün çok amaçlı olsun eli değmişken dudağımı azıcık büyütsün diyenler: AVON Plump Pout Dudak Dolgunlaştırıcı Dudak Parlatıcısı
Dudak dolgunlaştırıcı parlatıcı kategorisinden favorim ne yazık ki bulması ve alması benim için oldukça meşakkatli olan son derece ucuz ve bir o kadar etkili bir parlatıcı. Dudak dolgunlaştırıcı ürünlere özel bir ilgim yok, işe yaradıklarını pek düşünmüyorum, söylemesi ayıp ihtiyacım olduğunu da düşünmüyorum ehe ehe, ama bu parlatıcının gerek renkleri, gerek dokusu, gerek dudakta bıraktığı his, gerek kalıcılığı, hepsi sınıfı geçiyor. Tabii ki dudak dolgunlaştırma iddiasında olan bir üründen beklendiği üzere ilk sürüldüğünde dudakta hafif yanmaya ve rahatsız edici bir hisse sebep oluyor. Simli değil, sırılsıklam ıslak görüntü de vermiyor tam kararında hafif ıslak çok doğal bir parlaklık veriyor, renklerinin ise hepsi ayrı muhteşem. Maalesef avon kataloglarında bu ürünü uzun zamandır bulamadım, dolayısıyla gittigidiyor.com sitesinden alıyorum bittikçe. Son zamanlarda orda da bulamamaya başladım, avon bunu tekrar satışa sunmazsa halim harap. Elimde şeffaf olan clearly pout rengi kaldı, şimdilik onu idareli kullanıyorum. Sizin de bulmanız zor olabileceği için bu yazıya ekleme konusunda kararsız kaldım ama sonuçta favorim diye koydum.
Dudak Parlatıcım Saatlerce Kalsın ikide bir tazelemekle uğraşmayayım diyenler: L'oreal Glam Shine 6H Gloss Brillance
L'oreal'in marketlerde satılan parlatıcılarından nedense hiç bir zaman verim alamamış bir insanım. Renkleri bir garip, kalıcıkları sıfır, aşırı simli ve her yere bulaşan ürünler olduğunu düşünüyorum genel olarak. Tabii ki Glam Shine grubunun 6 saat kalıcı ve çok parlak olduğu iddiasıyla çıkardığı 6H Gloss Brillance serisi hariç diyorum. Bu seri gerçekten inanılmaz kalıcı ve dudakta taşıması rahat ürünlerden oluşuyor. Bende 3 rengi var kendime yakıştırıp aldığım ama çoğu rengi gerçekten satın almaya değer. Kalıcılıkları bir parlatıcı en fazla ne kadar kalıcı olabilirse o kadar. Tek sorun sim içermeleri ama o kadar uzun süre parlatıcı tazelemekten sizi kurtarıyor ve parlak ve bakımlı dudaklarla dolaşmanızı sağlıyor ki, artık simleri biraz görmezden geleceğiz.
Hem dudaklarıma bakım yapılsın, hem yüzüme azcık renk gelsin diyenler: Burt's Bees Tinted Lip Balm
Bu dudak balmı konusunda söyleyeceklerim denediğim rengi olan Red Dahlia 'dan kaynaklı da olabilir. Diğer renklerini denemedim ama deneyen diğer bloggerlar gayet cici şeyler yazmışlar bu ürün hakkında. Yeni başlayanlar için söyleyeyim bu ürün kesinlikle ruj veya parlatıcı kategorisinde değil, renkli bir bir bakım ürünü, dolayısıyla göze çarpan bir renklendirme bekleyenler hiç bulaşmasın. Nivea'nın çeşit çeşit dudak nemlendiricilerini neredeyse bütün ergenliğim ve üniversite hayatım boyunca kullanmış birisi olarak onları da çok sevdiğimi belirtmek isterim, bu ürün bir yenilik arayanlar veya ruj veya parlatıcı kullanmayıp hep balm kullanıp bir kademe yukarıda bir ürün denemek isteyenler için çok uygun. Öncelikle Red Dahlia renginin ne kadar şahane olduğundan bahsetmek isterim. Dudağımda ruj yokmuş, hatta renkli bir dudak balmı da yokmuş, o renk benim kendi dudağımın rengiymişçesine doğal görünüyor. Çok uzun saatler nemlendiriyor, çatladı çatlayacak dudakları hemen kendine getiriyor. İçeriği ise tamamen doğal ürünlerden oluşuyor. Tek eksisi çok iyi sayılamayacak kokusu ama o da doğallığın yan etkilerinden biri olabiliyor bazen.
Koyu göz makyajıma yakışsın, hem gece hem gündüz kullanılsın, trendy olsun, üzerine de dudaklarımı hep nemli tutsun diyenler: Estee Lauder Pure Color Crystal- Crystal Baby Creme
Bu ruj başlıkta da belirttiğim gibi pek çok kriteri aynı anda karşılıyor. Bu rujla Nude dudak akımının en başarılı temsilcilerinden olabilirsiniz, bir rujdan beklenmeyecek şekilde nemlendirici ve kalıcı. Pahalı ama uzun süre gidiyor. Bu kadar hafif renkli bir ruj sürersem tenim soluk görünür diye endişelenenler; pembemsi alt tonları sayesinde cildinizi soluk göstermek yerine aksine daha canlı gösteriyor. Koyu göz makyajıyla mükemmel görünüyor. Estee Lauder'ın her ürünü iyi değil ama verdiğimiz parayı sonuna kadar hakeden bir ürünüyle karşımızda.
Makyaj çantamda tek bir dudak ürününe yer var /tek bir ruj alacak param var /her renk makyajıma aynı ruju kullanmak istiyorum /Issız adaya düşsem yanıma tek bir ruj alırım diyenler için: Clinique Almost Lipstick- Black Honey
Bu ikonik rujla ilgili aslında söylenecek çok şey var ama kısaca 20 tane rujunuz olacağına bir tane black honey'niz olsun diyebilirim. Clinique'in gelmiş geçmiş en çok satan ürünlerinden birisi ve bunun bir sebebi var. Hafif şeffaf ve dudağınıza göre renk alan pembemsi derin bir kırmızı düşünün. Tek kat sürerseniz pembemsi ve bakımlı dudaklar, iki kat sürerseniz doğal kırmızı dudaklar, 3 kat sürerseniz seksi koyu kırmızı dudaklar yaratıyor. Uyamayacağı hiç bir makyaj yok. Sihir gibi değil mi? Makyaj çantamdan ölene kadar çıkmayacak ürünlerin başında geliyor. Aşağıdaki fotoğraftaki yani ruju elinize aldığınızda göreceğiniz renk sizi yanıltmasın kesinlikle, dudaktaki rengi için lütfen google çünkü inanın her dudakta farklı duruyor. Ben buraya sadece Yüzüklerin Efendisi filminde Arwen karakterini oyanayan güzellik abidesi Liv Tyler'ın bir fotoğrafını ekliyorum. Makyözünün söylediğine göre film boyunca dudağında Black Honey var. Enfes.
Pavyon şarkıcısı gibi görünmeyeceğim klas bir kırmızı ruj istiyorum diyenler için : Mac Lipstick - Ruby Woo
Ruj konusunda MAC'in nasıl bir efsane olduğunu her makyaj sever bilir. Ama kırmızı ruj konusunda daha da bir efsanedir. Baştan söyleyeyim MAC'te her cilt rengine, her tarza uygun bir kırmızı ruj var. Ama benim seçtiğim yaşlı göstermeyen, parlak olmayan, kokmayan bulaşmayan, her kıyafete uyan, son derece sür çık bir ton olan Ruby Woo. Parka giderken de sürebilirsiniz, gece klübüne giderken de, düğüne giderken de. Basit göstermeden bakımlı ve şık gösteren kırmızı bulmak bir marifet, bu tona gözünüz kapalı güvenebilirsiniz diyorum. Oldukça mat olduğunu belirtmek isterim, çok klas görünmesinin başlıca sebeplerinden biri de muazzam matlığı. Bütün gün tazelemek gerektirmeyecek kadar da kalıcı.
Evet benimkiler bu kadar kızlarcım, tabii ki sizin sevdiğiniz dudak ürünleri ile ilgili yorumları da bekliyorum. Sevgiler.
21 Mart 2014 Cuma
Estee Lauder Daywear BB Krem SPF 35
Merhaba sevgili okurlar, fondötenlerin, özellikle nemlendirici ve güneş korumalı fondötenlerin tahtını sallayan BB kremler için öncelikle uzakdoğulu bilim adamlarına, sonralıkla onları tüm dünyaya ve türlü cilt tiplerine/renklerine adapte edip daha da ulaşılabilir hale getiren dünyaca ünlü markalara fazlasıyla minnettarız. Ben de BB kremlerin sadık kullanıcılarından oldum uzun zaman. Daha sonra cildimi düzelttikçe çok daha az örtücü kremlere ihtiyaç duymaya başlayınca BB kremlerimin yerini hafif kapatan renkli nemlendiriciler aldı. Cildimin değişim hikayesini Clarisonic Mia başlığından okuyabilirsiniz. Estee Lauder'ın Daywear BB kremi kullandığım en son ve en iyi BB krem. Estee Lauder'a da hakkını vermek lazım, şimdiye kadar bu markanın deneyip de hayal kırıklığına uğradığım çok az ürünü oldu. Kullandığım en iyi nude ruj ve en iyi gözenek daraltıcı serum da yine Estee Lauder'a ait. İleriki yazılarımda onlardan da bahsedeceğim. Maalesef ülkemizdeki korkunç kozmetik vergilerinden dolayı Estee Lauder oldukça pahalı bir marka olarak sayılıyor. Ben bu markadan aldığım her ürünü yurt dışından aldım, fakat gözümü kırpmadan parası neyse verip Türkiye'den de alacağım ürünleri de var. Bu BB krem de onlardan biri. Tabii BB krem hiç denememiş olanlar için ayrıca uyarılarım var. Öncelikle cilde sürülen her kozmetik ürününde olduğu gibi BB kremler için de cilt tipinizi ve ihtiyacınızı bilmek çok önemli. Kuru cildi olup yağlı ciltler için ürün kullanan arkadaşlar tabii ki en iyi ürün de olsa verim alamayacaklardır. Bir de kapatıcılık sorunu var ki, o da başlı başına ürün seçme sebebi. Gündüzden geceye bile değişebilen bir ihtiyaç kapatıcılık ihtiyacı, dolayısıyla önce üründen ne istediğimizi iyi bilmemiz şart. Daldan dala atlıyorum ama ilk BB kremim Garnier'di benim, sanırım Türkiye'de ilk satışa sunulan BB krem olmalı. O zamanlar oldukça yağlı ve yoğun kapatıcılığa ihtiyacı olan bir cildim olduğu için hiç memnun kalmamıştım, cildim ürünü 2 saat sonra kusmaya başlıyordu, sürekli yağ emici mendillerle geziyordum. Daha sonra Garnier'in yağlı ciltlere uygun BB kremi çıkınca hemen ona geçtim, o daha iyiydi ama bu sefer de cildime uygun ton bulamamıştım ve yüzümde maske gibi duruyordu. Cildimin yağ dengesi düzeldikçe ve kapatıcılık ihtiyacım azaldıkça daha hafif bir krem aramaya başladım ve Estee Lauder'a bir şans verdim. Öncelikle benim beklentimi tamamen karşıladığını söyleyebilirim. Cildimi yağlandırmadı, kapatıcılığı fazla değil, maske gibi durmuyor, oldukça hafif ve etkili bir krem ve kokusu harika. Tabii çok hafif bir krem olduğu için sabah sürdüğüm zamanki görüntüyle akşamki aynı olmuyordu ama benim beklentim bu yöndeydi zaten. Çok ufak bir miktarı yeterli oluyor ve uzun süre giden bir krem. Yalnız piyasadaki pek çok BB kremden çok daha az akışkan, o yüzden fazla bekletmeden hemen yüzünüze dağıtmanız lazım, yoksa sürdüğünüz noktada kalıyor. Bu da sanırım hem kalıcı ve örtücü hem de hafif kremlerin tümünün sahip olduğu bir eksi. Kısaca cildinde çok problem, gözenek vs olmayan ve hem güneşten korunup hem de mükemmel görüntü isteyenlere şiddetle tavsiye edilir. Türkiye'deki fiyatı 109 tl imiş.
19 Mart 2014 Çarşamba
Aussie 3 minute Miracle Reconstructor Saç Bakım Kremi
Selamlar sevgili okurlar, bundan önceki fiyasko saç bakım yağı Kerastase yazısından sonra size mükemmelin de ötesi harikanın da müthişi bir saç bakım ürününden bahsedeceğim. Aussie ürünlerini kullanan var mı bilemiyorum ama yoksa da hemen olmalı. "There's more to life than hair but it's a good place to start" diyor Aussie'ciler, yani hayat saçtan daha fazlası tabii ama saçımız da başlamak için iyi bir yer kısaca. Bilseler ki başlamayı çoktan geçtik, saçımızı bizim için en önemli noktalardan birisi yaptık.. Tabii kendi adıma konuşmalıyım bunun için, çünkü hayatı boyunca kuaföre bir düğününde, bir de saçı uzadıkça kestirmeye giden çok arkadaşım var. Anlamıyorum ki arkadaş, moralleri bozuk olduğunda ne yapıyorlar? :) Kuaförde verimli bir şekilde geçen bir kaç saat sonra ne dert kalıyor, ne tasa valla.. Neyse konuyu dağıtmadan bu mucize saç kremine gelelim. Adından anlaşılacağı üzere 3 dakikada mucize yaratan bir krem bu. Saç kremi gibi sürüp 3 dakika bekletiyoruz, yumuşacık saçların keyfini çıkarıyoruz. Tabii benim saç uçlarım açıcıyla bol bol temas etmiş olduğu için artık saçlıktan çıktılar o yüzden ilk uygulamamda saçımda 20 dakika kadar beklettim. Saçlarım yumuşadı ama beklediğim kadar değildi açıkçası. Esas mucizeyi 3 dakika beklettiğim ikinci uygulamamda gördüm, saçlarımı kurutup çıktım, ne föne ne saç düzleştiriciye gerek kaldı. Tabii ne kadar mucizevi olursa olsun saç kremlerinin/ maskelerinin etkinliği saçınızın yıpranmışlık derecesine göre değişir. Muhtemelen çok çok yıpranmış saçların bu ürünü düzenli kullanması ve yine saçlarını onaran şampuanlarla desteklemeleri gerekecektir. Bunun yanında az boyalı ve yıpranmamış bir saç için de 3 dakika yeterli olabilir. Benim saçlarıma krepeli balyaj yapıldı, kolaylıkla yıpranmış saç kategorisine girer. Bu ürünün kokusuna herkes bayılmış ama ben öyle harika koktuğunu düşünmüyorum. Sıradan, hatta saçı kurutunca pek hissedilmeyen bir kokusu var bence. Ambalajı ise tam bir fenomen. Kapağı yok ve kutuyu sıktığınızda elinize boşalıyor, inanılmaz derecede kullanıcı dostu. Kasede olan maskeleri kullanırken hep zorlanırdım, duşta içlerine su falan kaçardı, bu ambalajın çok akıllıca olduğunu düşünüyorum. Sadece ambalajından dolayı bile alınacak bir ürün diyeyim size. Ben Gratis'ten 16-18 tl civarında bir fiyata aldım. Başka çeşitleri de var, elektriklenmeyi önleyici vs..
9 Mart 2014 Pazar
Clinique Superfine Liner Kaş Kalemi
Güzel bir pazar gününden merhaba sevgili okurlar, bugün size favori kaş kalemimden bahsedeceğim. Ki son 1 yıldır kaş kalemleri, kaş farları, kaş gürleştirici yağlar, kremler onlar bunlar, iyice uzmanlaştığımı söyleyebilirim. Zaten şu kalın kaş modasını kim çıkardıysa, hangi modacı önce defilesinde falan kullandıysa allah evine ateşler salsın emi. Güzelim mankenler bir ido, bir hakkı bulut gibi geziyorlar artık. Umarım mutlusunuzdur kalın kaş dostları. Tabii biz sıradan vatandaşlar da bu furyadan nasibimizi almalıydık. Benim kaşlarımı sorarsanız, esmer olmama rağmen, kaşı gözü yerinde hatunların oldukça bol bulunduğu türkiye ortalamasına göre kesinlikle ince ve seyrek kaşlarım var. Tabii 90larda güzelce yolunmuş kaş modayken hiç zorluk çekmedim. Ama şimdi kaşlarımı susam sokağındaki Büdünün kaşları gibi yapamasam da en azından azıcık uzatmam gerektiğini düşünmeye başladım. Tabii kaş öyle hemen uzamadı, uzayınca da zaten istediğim gibi görünmedi. Bu arada imdadıma kaş kalemleri yetişti tabii. Hemen hemen her makyaj ürününde olduğu gibi rengi ve dokusu bana uygun ürünü bulmam çok uzun sürdü. Kimisi çok açık renkli ve yumuşaktı, kimisi çok açık renkli ve sertti, kimisinin kapağında kaş düzeltme fırçası yoktu, kimisi ucunu açmaya kalkınca direk kırılıyordu. Fakat Clinique'in Superfine Liner'ı neredeyse mükemmele yakın bir ürün. Öncelikle ucu o kadar ince ki kaşınızda isterseniz boş bir noktayı doldurun, isterseniz çizgi çekin, inanılmaz doğal duruyor. Sonralıkla tam ideal yumuşaklıkta, hemen eriyip bitmiyor, çok önemlisi çok kalıcı. Benim gibi sürekli kaşlarına dokunan birisi için çok uygun. Bana soft brown rengi uydu ama renk skalası çoğu markadan geniş. Tabii ben kaşlarımın şeklinden de rahatsız olduğum için kalem tercih ettim, kaş şeklini beğenen ama kaşlarının gür ve koyu gözükmesini isteyen arkadaşlar kaş farı kullanmalı. Bu kalem kaşlarını uzatma evresinde olan arkadaşlara da uygun. Ucu kendiliğinden açıldığı için kalemtraşla uğraşmak istemeyen şahsımı da çok memnun etti. Şimdi yalan yok, Clinique'in çok dandik ürünleri de var ama bu dünya çapında çok iyi yorumlar almış.. Fiyatı internet sitesinde 61 tl olarak gözüküyor, ben Tekin Acar'dan 55 tlye aldım. Bakalım ne kadar süre kullanacağım. Bu arada diğer denediğim kalemleri ve neden beğenmediğimi de ekleyeyim:
Avon: Çok yumuşak, çok hızlı bitti.
Pastel: Renk seçeneği çok az.
Max Factor: Fiyatına göre çok sıradan bir ürün, kalıcılığı az.
Golden Rose: Çok sert ve ucu zor açılıyor.
6 Mart 2014 Perşembe
Kerastase Elixir Ultime Saç Bakım Yağı
Selamlar sevgili okurlar, bugün her orta ve üst sosyo ekonomik seviyeye hitap eden kuaförün ayak basan herkese satmak için yanıp tutuştuğu, iddiası ve fiyatı büyük bir ürünle karşınızdayım. Saç bakımında kendini kanıtlamış sayılabilecek bir marka olan Kerastase'in Elixir ultime saç bakım yağı. Öncelikle gerçekten çok kaliteli bir ürün olduğunu söylemeliyim, tam olarak beslemesi gereken bölgeyi yanı saçları hedef alıyor, ellere kıyafetlere vs asla bulaşmıyor, kirletmiyor. Ayrıca mükemmel kokuyor, benim şimdiye kadar kullandığım en güzel kokan saç ürünü, o kadar iddialı kokusu. Merak edenler için Versace'nin Crystal Noir adlı parfümüne çok benzettim kokusunu. Bunun yanında maalesef elixir ultime fiyatının ve hakkında yapılan reklamın karşılığını veremiyor. Saçlara sürüldüğü anda çok güzel bir his vermesine rağmen kalıcı bir yumuşaklık sağlamıyor, uzun dönemde saçı yapılandırıcı, besleyici hiç bir etkisi yok. Sert ve kuru saçlarım olmamasına rağmen, saçımda bu ürünü kullandıktan sonra neredeyse hiç bir extra yumuşaklık hissetmedim diyebilirim.
Biraz daha ucuz olsaydı alıp deneyin derdim ama bu koşullar altında herhangi bir saç bakım yağının da bununla aynı etkiyi yapacağını biliyorken, kuaförünüzün gazına gelmeyin derim kızlar.
Merak edenler için fiyatı online alımlarda 88-102 tl arası, kuaförlerde 100 tl civarı.
Biraz daha ucuz olsaydı alıp deneyin derdim ama bu koşullar altında herhangi bir saç bakım yağının da bununla aynı etkiyi yapacağını biliyorken, kuaförünüzün gazına gelmeyin derim kızlar.
Merak edenler için fiyatı online alımlarda 88-102 tl arası, kuaförlerde 100 tl civarı.
Clarisonic Mia
Selam sevgili okurlar, uzun bir aradan sonra benim için çok çok önemli bir ürünün incelemesi ile dönüş yapıyorum. Türkiye'de satılmaya yeni başlanan ama satıldığı diğer ülkeleri uzun zamandır kasıp kavuran, oldukça pahalı ama bir o kadar mucizevi yüz temizleme fırçası Clarisonic!! Temelde cilt için üretilmiş bir diş fırçası gibi düşünebilirsiniz, cildi kesinlikle esnetmeden, sonic titreşimler yoluyla temizliyor. Her cilt tipine uygun fırçası var. Öncelikle belirtmek isterim ki Clarisonic hakkında o kadar iyi şeyler yazacağım ki, reklam yaptığımı falan düşünebilirsiniz, Clarisonic firmasıyla hiç bir ilgim yoktur. 3-5 kuruş atsalar fena olmazdı aslında ama :))) şimdilik kendi tarafsız fikirlerimi yazıyorum.
Önce size kıymetlim clarisonicle nasıl tanıştığımı anlatayım. Artık gözeneklerimin uzaydan bile görünür hale geldiği, üzerinde yağlı ciltler için yazısını gördüğüm her ürünü gözümü kırpmadan aldığım, yüzümü bb kremle sıvamadan evden çıkamadığım oldukça karanlık zamanlardı. Bu arada googlea her allahın günü gözenek nasıl küçültülür yazıp arıyorum, tam fraksiyonel lazerle gözenek küçültme amacıyla gidip yüzünü gözünü yakan insanların kötü anılarını okuyordum ki, clarisonicten bahseden bir posta denk geldim. Yazan kız o kadar mucizevi diye bahsediyordu ki, o andan itibaren aramalarda anahtar kelimem clarisonic oldu. Uzun uzun araştırdım çünkü maalesef gözümü kırpmadan alabileceğim kadar ucuz değildi. Tamam çok güzel yorumlar vardı ama alt tarafı bir yüz fırçası, bu kadar da harika olamazdı. Bu kararsızlığım devam ederken tesadüfen bir outlet alışveriş merkezinde işçi bayramı sebebiyle clarisonic mianın 70 dolara düşmüş olduğunu gördüm. Bu sırada amerikadayım, onu da belirteyim. Bundan daha indirimli bulamam diyerek ani bir kararla pembe miamı alıp geldim. İlk şarj olduğu 24 saat bana 3 gün gibi geldi. Ama beklediğime değmişti, cildim gerçekten ilk kullanımda bariz şekilde yumuşak ve berrak hale gelmişti. Tabii yağlı ve kirli, gözenekleri dolu bir cildi düzeltmek o kadar kolay değildi, clarisonicin benim cildimi değiştirmesi yaklaşık 4 ay aldı, şu anda 6. aydayım ve makyajsız dolaşabiliyorum. Başlangıç olarak günde 2 defa kullandım fakat hassas ciltler için olan fırçayı kullandığım halde ve cildim hassas olmadığı halde bunun cildimi tahriş ettiğini fark ettim. Clarisonic çok güçlü bir ürün, dolayısıyla günde 1 kere kullanmak yeterli diye düşünüyorum. Gece yatmadan kullanıyorum, sabah da kullananlar varmış, ben gece kullanıp üzerine alfa hidroksi asit içeren bir serum sürüp yatınca sanki daha etkili oluyormuş gibi hissediyorum. Clarisonicin iyi yanları saymakla bitmez ama yine de deneyeceğim:
1. Öncelikle yağlı, sivilceli, gözenekli, parlayan bir cildiniz varsa ve herhangi bir sağlık sorununuz yoksa, üzerine düzenli makyaj yapan biriyseniz, clarisonic için çok uygun bir adaysınız. Cildinizin muhtemelen derin bir temizliğe ihtiyacı olduğunu düşünün. İlk olumlu yanı yağlanma, parlama, ve gözenek sorununu neredeyse tamamen çözmesi.
2. Bunun yanında derinlemesine temizlenmiş cildinize uygulayacağınız herhangi bir ürünün etkisini de maksimize ediyor. Serum olur, nemlendirici olur, maske olur, azıcık kullanıyorsunuz.
3. Makyajı derinlemesine çıkarıyor, cildimde fondöten kalıntısı kaldı mı derdine son.
4. Cilt lekelerini hafifletiyor. Benim hiç lekem yoktu ama benim de cilt tonumu düzgünleştirdi ve eşitledi.
5. En sevdiğiniz yüz temizleyicinizin bir şişesini yıllarca kullanabilirsiniz, çünkü o kadar az yüz temizleyicisi ile o kadar çok temizlik sağlıyor ki 50 mllik eşantiyon bir estee lauder temizleyiciyi 5 aya yakın kullandım clarisonic ile.
Kötü yanlarına gelirsek;
1. Gerçekten pahalı. Bana kalırsa verdiğim her kuruşu hak ediyor, ama bütçe dostu değil.
2. Fırçaları bir süre sonra kirleniyor ve değiştirilmeleri gerekiyor. Ve evet aynı şekilde fırçaları da pahalı. Ben kendiminkileri haftada bir 2 dk kadar kaynattım ve ömürlerini oldukça uzattım ama yine de eninde sonunda yeni fırça almam gerekti.
3. Eğer cilt sorununuz derinlemesine temizlemekle çözülecek bir şey değilse clarisonice çok umut bağlamayın. Ne kadar başarılı da olsa eninde sonunda mekanik bir temizleyici. İyi bir cilt için iyi beslenmek, bol su içmek ve güneşten uzak durmak şart.
Clarisonicin fırçaları ile ilgili bilgileri, fiyatlarını ve diğer her şeyi internet sitesinde bulabilirsiniz, daha fazla uzatmayacağım yazıyı. Youtubeda yüzlerce video ve review de mevcut kendisiyle ilgili. Türkiye'de sephoralarda var. Yazıyı cildimin önce sonra fotoğrafı ile kapatmak istiyorum. Tam aynı noktayı başlangıç, 1. ay ve 3. ayda çektim. Aynı ışıkta ve tamamen makyajsız fotoğraflar. Son fotoğrafta artık parlama sıfır, gözenekler tamamen temiz. Kısaca en pahalı cilt bakımlarının yapamadığını yapan bir ürün oldu clarisonic benim için. Darısı bütün gözenekli yağlı ciltlilerin başına!.
Önce size kıymetlim clarisonicle nasıl tanıştığımı anlatayım. Artık gözeneklerimin uzaydan bile görünür hale geldiği, üzerinde yağlı ciltler için yazısını gördüğüm her ürünü gözümü kırpmadan aldığım, yüzümü bb kremle sıvamadan evden çıkamadığım oldukça karanlık zamanlardı. Bu arada googlea her allahın günü gözenek nasıl küçültülür yazıp arıyorum, tam fraksiyonel lazerle gözenek küçültme amacıyla gidip yüzünü gözünü yakan insanların kötü anılarını okuyordum ki, clarisonicten bahseden bir posta denk geldim. Yazan kız o kadar mucizevi diye bahsediyordu ki, o andan itibaren aramalarda anahtar kelimem clarisonic oldu. Uzun uzun araştırdım çünkü maalesef gözümü kırpmadan alabileceğim kadar ucuz değildi. Tamam çok güzel yorumlar vardı ama alt tarafı bir yüz fırçası, bu kadar da harika olamazdı. Bu kararsızlığım devam ederken tesadüfen bir outlet alışveriş merkezinde işçi bayramı sebebiyle clarisonic mianın 70 dolara düşmüş olduğunu gördüm. Bu sırada amerikadayım, onu da belirteyim. Bundan daha indirimli bulamam diyerek ani bir kararla pembe miamı alıp geldim. İlk şarj olduğu 24 saat bana 3 gün gibi geldi. Ama beklediğime değmişti, cildim gerçekten ilk kullanımda bariz şekilde yumuşak ve berrak hale gelmişti. Tabii yağlı ve kirli, gözenekleri dolu bir cildi düzeltmek o kadar kolay değildi, clarisonicin benim cildimi değiştirmesi yaklaşık 4 ay aldı, şu anda 6. aydayım ve makyajsız dolaşabiliyorum. Başlangıç olarak günde 2 defa kullandım fakat hassas ciltler için olan fırçayı kullandığım halde ve cildim hassas olmadığı halde bunun cildimi tahriş ettiğini fark ettim. Clarisonic çok güçlü bir ürün, dolayısıyla günde 1 kere kullanmak yeterli diye düşünüyorum. Gece yatmadan kullanıyorum, sabah da kullananlar varmış, ben gece kullanıp üzerine alfa hidroksi asit içeren bir serum sürüp yatınca sanki daha etkili oluyormuş gibi hissediyorum. Clarisonicin iyi yanları saymakla bitmez ama yine de deneyeceğim:
1. Öncelikle yağlı, sivilceli, gözenekli, parlayan bir cildiniz varsa ve herhangi bir sağlık sorununuz yoksa, üzerine düzenli makyaj yapan biriyseniz, clarisonic için çok uygun bir adaysınız. Cildinizin muhtemelen derin bir temizliğe ihtiyacı olduğunu düşünün. İlk olumlu yanı yağlanma, parlama, ve gözenek sorununu neredeyse tamamen çözmesi.
2. Bunun yanında derinlemesine temizlenmiş cildinize uygulayacağınız herhangi bir ürünün etkisini de maksimize ediyor. Serum olur, nemlendirici olur, maske olur, azıcık kullanıyorsunuz.
3. Makyajı derinlemesine çıkarıyor, cildimde fondöten kalıntısı kaldı mı derdine son.
4. Cilt lekelerini hafifletiyor. Benim hiç lekem yoktu ama benim de cilt tonumu düzgünleştirdi ve eşitledi.
5. En sevdiğiniz yüz temizleyicinizin bir şişesini yıllarca kullanabilirsiniz, çünkü o kadar az yüz temizleyicisi ile o kadar çok temizlik sağlıyor ki 50 mllik eşantiyon bir estee lauder temizleyiciyi 5 aya yakın kullandım clarisonic ile.
Kötü yanlarına gelirsek;
1. Gerçekten pahalı. Bana kalırsa verdiğim her kuruşu hak ediyor, ama bütçe dostu değil.
2. Fırçaları bir süre sonra kirleniyor ve değiştirilmeleri gerekiyor. Ve evet aynı şekilde fırçaları da pahalı. Ben kendiminkileri haftada bir 2 dk kadar kaynattım ve ömürlerini oldukça uzattım ama yine de eninde sonunda yeni fırça almam gerekti.
3. Eğer cilt sorununuz derinlemesine temizlemekle çözülecek bir şey değilse clarisonice çok umut bağlamayın. Ne kadar başarılı da olsa eninde sonunda mekanik bir temizleyici. İyi bir cilt için iyi beslenmek, bol su içmek ve güneşten uzak durmak şart.
Clarisonicin fırçaları ile ilgili bilgileri, fiyatlarını ve diğer her şeyi internet sitesinde bulabilirsiniz, daha fazla uzatmayacağım yazıyı. Youtubeda yüzlerce video ve review de mevcut kendisiyle ilgili. Türkiye'de sephoralarda var. Yazıyı cildimin önce sonra fotoğrafı ile kapatmak istiyorum. Tam aynı noktayı başlangıç, 1. ay ve 3. ayda çektim. Aynı ışıkta ve tamamen makyajsız fotoğraflar. Son fotoğrafta artık parlama sıfır, gözenekler tamamen temiz. Kısaca en pahalı cilt bakımlarının yapamadığını yapan bir ürün oldu clarisonic benim için. Darısı bütün gözenekli yağlı ciltlilerin başına!.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)